İstanbul'un kalabalık caddelerinde, bir adam her gün yürüyüşe çıktığı zaman, diğer insanların gözünden kaçan bir detayı fark ediyor. O, başkaları için pek de önemli görünmeyen ekmek kırıntılarını topluyor. 17 yıldır bu işe hayatını adamış olan 55 yaşındaki Mehmet Bey, elinde küçük bir torba ile gün boyu farklı semtlerde dolaşarak, atılan ekmekleri ve diğer yiyecek parçalarını toplamaktadır. Onun için bu iş sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda önemli bir misyon haline gelmiştir. "Bunu Allah rızası için yapıyorum," diyor. Peki, Mehmet Bey'in bu örnek davranışı, topluma nasıl bir mesaj veriyor? İşte detaylar.
Mehmet Bey, 17 yıl önce tam da bu noktada bir farkındalık yaşadı. “Kendi ekmeğini kazanmakta zorlanan insanları gördüm. Birçok kişi, ekmek kırıntılarının bile değerini bilmiyor,” diyor. Her gün sokakları dolaşarak topladığı ekmek kırıntılarını ihtiyaç sahibi insanlarla buluşturuyor. Gittiği semtlerde, çocukların ve yaşlıların bu kırıntılara ne kadar ihtiyaç duyduğunu gözlemleyince, bu işin bir zorunluluk olduğunu fark etti. Gerek kendi cebinden gerekse arkadaşlarından aldığı küçük yardımlarla, topladığı ekmek kırıntılarını küçük torbasında biriktiriyor. Bu kırıntıları başka bir yere götürmeden önce, çevresindeki insanlarla paylaşıyor. “İnsanlara yardım edebilmek için ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyorum,” diyor.
Mehmet Bey’in bu hayırseverliği, onu yalnızca bir sokak toplayıcısı olmaktan çok daha fazlası haline getiriyor. Ülkemizde gıda israfının boyutları giderek artarken, Mehmet Bey, her bir kırıntının arkasında bir hayat olduğunu hatırlatıyor. “Sokaklarda biriken atıklara bakınca, insanlığın haline üzülüyorum. Bir ekmek parçası, bir aile için hayat kurtarıcı olabilir,” diye belirtiyor. Sohbet ederken, çevresindeki gördüğü diğer insanlar üzerinde nasıl bir etki bıraktığını anlatıyor. Kimi zaman yabancı, kimi zaman tanıdıklarından destek alarak, düşündüğünden çok daha fazla bireye ulaşmayı başarıyor. "İnsanlar ilk başta bana ters bakıyorlardı ama zamanla benimle birlikte bu işe katılan birçok kişi oldu," diyor. Kendi çevresinde bir farkındalık oluşturmayı başardığını düşündüğünde ise bu yönüyle kendini oldukça mutlu hissediyor.
Mehmet Bey'in bu durumu bize gösteriyor ki; küçük ve basit bir davranış bile, bir toplumu olumlu yönde etkileyebilir. Her gün yaptığı küçük ama anlamlı katkılar, birçok insanın hayatında iz bıraktı. Hayatına devam ederken, sadece ekmek kırıntılarını toplamanın ötesine geçerek cömertlik anlayışını yaymaya çalışıyor. Farkındalık yaratırken, bazı günler kendisine yemek verildiğinde ya da minnettar bir teşekkür aldığında yüzünde oluşan gülümseme, onun bu işe olan bağlılığını pekiştiriyor. “Benim için en değerli olan, insanların yüzlerindeki gülümsemedir,” diyor.
Sonuç olarak, Mehmet Bey’in hikayesi, insanlığa ve yardımlaşmaya dair önemli dersler içeriyor. Gıda israfı konusunda toplum olarak daha duyarlı olmamız gerektiğini hatırlatan bu özel adam, insanlık adına umut vadeden bir figür haline gelmiş durumda. Mehmet Bey’in topladığı ekmek kırıntıları, belki de daha büyük bir yardımseverlik hareketinin başlangıcını simgeliyor. Onun hikayesi, birbirimize destek olduğumuzda, hiçbir şeyin gereksiz olmadığını kanıtlıyor. Yardımlaşmanın ve dayanışmanın simgesi olmaya devam eden bu gösterişsiz çaba, topluma örnek bir davranış sunuyor.