İstanbul, 2023 yılının Ekim ayında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından yıkıcı etkilerini hisseden bölgelerden biri oldu. Depremin hemen ardından hasar tespit çalışmaları başlarken, beklenmedik bir şekilde Fatih ilçesinde bulunan bir bina çöktü. Bu olay, şehirdeki inşaat güvenliği ve deprem öncesi hazırlıkların ne denli yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kurtarma ekiplerinin olay yerine ulaşmasıyla birlikte, hem olayın boyutları hem de vatandaşların tepkileri gün yüzüne çıkmaya başladı.
Çöken binanın, depremden önce belirtilen riskli yapılar arasında yer aldığı ve bu nedenle bir süre önce boşaltıldığı bildirildi. Ancak, binanın yıkılma süreci ve bu konuda alınan önlemler, ilgili kamuoyunda büyük bir tartışmaya yol açtı. Birçok vatandaş, özellikle son yıllarda İstanbul'da yaşanan yapılaşma sürecinin ve denetim eksikliklerinin sorumlu olduğuna inanıyor. Bununla birlikte, özellikle tarihi yapılar ve eski binaların korunması için daha etkili adımlar atılması gerektiği noktasında fikir birliği sağlanıyor.
Bina çökmesinin ardından olay yerine intikal eden kurtarma ekipleri, derhal arama kurtarma çalışmalarına başladılar. Çöken binanın altında kalma ihtimali olan kişilerin tespiti için çalışmalar hızla ilerliyor. Özellikle Can kurtarma ekipleri, çökme olayının hemen ardından çevredeki vatandaşlardan bilgi alarak çalışmalara yön verdiler. İlk belirlemelere göre, binanın içinde olduğu bilinen birkaç kişinin kaybolduğu bilgisi ulaştı. Bu durum, kurtarma ekiplerinin çalışmaları üzerinde ekstra bir baskı oluşturdu ve acil olarak daha fazla araç ve personel talep edilmesi gerekliliği doğurdu.
Olay sonrası gelen ilk görüntüler, çökme olayının magnitude’ünü gözler önüne seriyor. Bina, tamamen yıkılmış bir durumda ve etrafındaki alan büyük bir biçimde hasar görmüş. Ayrıca, çevre binalarda da çatlaklar ve yapısal hasar olduğu belirtiliyor. Olay yeri, güvenlik nedeniyle kapatıldı ve çevrede geniş bir güvenlik ağı oluşturuldu. Gözlemler, çökme sonrası çevre binaların nasıl etkilendiği konusunda endişeleri artırırken, İstanbul İtfaiyesi ve Arama Kurtarma ekipleri, her an bir ihtimale karşı hazırlıklı olmaya devam ediyor.
İstanbul gibi büyük bir metropolde, depremlere karşı alınacak önlemler ve binaların güvenliği konusu giderek daha önem kazanıyor. Uzmanlar, deprem sonrası alınacak derslerin, çocuk yaşta başlayan eğitim sisteminden tutun, inşaat standartlarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle ruhsat ve denetim süreçlerinin daha etkin bir şekilde işlemesi gerektiği, şehirdeki birçok yapı için hayati öneme sahip. Bu tür yapılar için yapılacak olan denetimler, hem can güvenliğini sağlayacak hem de benzer olayların önüne geçecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Son olarak, İstanbul’daki yapıların afet yönetimi konusunda daha fazla iyileştirme yapılması gerektiği ve vatandaşların bilinçlendirilmesi gerektiği bir gerçek. Bu tür beklenmedik olayların yeniden yaşanmaması için hem devlet hem de bireyler bazında üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri hayati önem taşıyor. Deprem gerçeği ile yaşamak için hazırlıklı olmak, kentsel dönüşüm projelerinin hızla uygulanmasını sağlamak ve özellikle eski binalara yönelik iyileştirmelerin artması, hem İstanbul hem de Türkiye genelinde büyük bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.