İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun son açıklamaları, Gazze'deki insani durum üzerine serdettiği görüşler, geniş bir tepkiye yol açtı. "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, uluslararası kamuoyunda yankı buldu ve birçok insan hakları kuruluşunun eleştirilerine maruz kaldı. Bu tür açıklamalar, bölgedeki gerçekleri göz ardı ederken, insani krizlerin boyutunu da sorgulatıyor. Gazze’deki mevcut durumu daha iyi anlamak için hem resmi verilere hem de bölgeden gelen tanıklıklara göz atmak gerekiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki insani krizin boyutunu gözler önüne seren rakamları sürekli güncelleyerek kamuoyuyla paylaşıyor. 2023 verilerine göre, Gazze'de yaklaşık 2 milyon insan yaşamakta ve bu bireylerin büyük bir kısmı, gıda güvenliği konusunda ciddi sorunlar yaşıyor. BM, bölgedeki insanların üçte birinin gıda yardımlarına bağımlı olduğunu belirtmektedir. Bu durumda, Netanyahu'nun "açlıktan kimse ölmüyor" ifadeleri, adeta bir inkâr olarak algılanıyor.
Bölgedeki gıda tedarik zincirinin sürekli olarak kesintiye uğraması ve ekonomik durumun kötüleşmesi, halkın temel ihtiyaçlarına erişimini kısıtlamaktadır. Gazze Şeridi'nde yaşayanların %50’sinin yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Aynı zamanda, çocuklar arasında bu oran çok daha yüksek; yapılan araştırmalara göre, Gazze'deki çocukların %40’ı büyüme ve gelişme sorunları yaşıyor. Sağlık hizmetlerine erişim de oldukça kısıtlı; hastaneler, malzeme ve personel eksikliği nedeniyle kritik bir durumda.
Gazze'de yaşayan birçok insan, günlük yaşamlarının zorluklarını ve insani durumlarını anlatmak için yaşadıkları sıkıntıları dile getiriyor. Medyaya yansıyan tanıklıklar, özellikle beslenme ve sağlık konularındaki korkutucu gerçekleri gözler önüne seriyor. En son yayınlanan bir raporda, Gazze'de yaşayan bir annenin çocuğuna yiyecek bulamadığını ve gıda bulabilmek için günlerce sıra beklemek zorunda kaldığını aktardığı belirtildi. Bu durum, orada yaşayanların gerçek yaşam mücadelelerini ortaya koyuyor.
İnsan hakları savunucuları, Netanyahu'nun açıklamalarının gerçekleri çarpıttığını ve bu tür politikaların bölgedeki insani krizi daha da derinleştirdiğini vurguluyor. Uluslararası kamuoyuna düşen görev, bölgedeki durumu göz ardı etmeden çözüm önerileri geliştirmek ve insanlık onurunu korumak üzerine odaklanmak olmalıdır. Bu süreçte, insani yardımlara erişim sağlanması ve Gazze'deki sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" şeklindeki açıklaması, sadece bir beyan olmaktan öte, bölgede yaşanan insani dramı göz ardı etmek anlamına geliyor. Gazze'deki insanların gerçek ihtiyaçları ve yaşadığı zorluklar, resmi söylemden çok daha derin ve karmaşık. Bu nedenle, uluslararası toplumun dikkatini Gazze üzerine yoğunlaştırması, bu insanlık krizinin sona ermesi için elzemdir.