Türkiye, dünya kayısı üretiminde önemli bir yere sahipken, bu değerli meyvenin ana üretim merkezi olan Malatya'nın bir ilçesinde üreticiler zor günler geçiriyor. Son yıllarda yaşanan iklim değişikliği, doğal afetler ve piyasa sorunları nedeniyle ilçede kayısı üretiminde büyük zararlar meydana geldi. Üreticilerin karşılaştığı bu zorluklar, kayısının Türkiye ekonomisindeki önemini sorgulatıyor. Peki, zarar oranlarının yüzde 30'a ulaşmasının sebepleri neler? Üreticilerin talepleri ve çözüm önerileri neler? İşte detaylar.
Son yıllarda Türkiye’nin ikliminde gözlemlenen değişiklikler, tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Özellikle Malatya'nın bağlı bulunduğu bölgede, kayısı ağaçları için olumsuz iklim koşulları ortaya çıkıyor. Aşırı sıcaklar, ani soğuk hava dalgaları ve mevsim dışı yağışlar, bu yıl kayısı rekoltesinin düşmesine neden oldu. Üreticiler, bu koşullar altında kayısının düzgün bir şekilde olgunlaşamadığını, dolayısıyla verimlilik kaybının kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar.
Ayrıca, çiftçilerin kullandığı tarım ilaçları ve gübrelerin etkili olabilmesi için doğru hava koşullarına ihtiyaç duyulduğu unutulmamalıdır. Hava koşullarının değişkenliği, bu kimyasalların etkisini azaltarak kayısı üretimini olumsuz yönde etkilemektedir. Dört yıl önce kayısı ağaçlarındaki meyve tutumunun yüzde 90'ları bulurken, bu yıl bu oranların yüzde 60’lara kadar düştüğü gözlemleniyor.
Üretici derneklerinden alınan bilgilere göre, kayısıdan elde ettikleri gelirde de büyük düşüşler yaşanmıştır. Zarar oranlarının yüzde 30'a ulaşması, birçok üreticinin ekonomik durumunu sarsmış durumda. Tarımsal üretimin büyük ölçüde aile geçim kaynağı olduğu bu bölgede, kayısının başına gelenler, sadece yerel değil, ülke genelinde de ekonomik dalgalanmalara sebep olabilir. Ayrıca, kayısı ihracatında da bir düşüş yaşanabilir, çünkü dünya genelindeki birçok pazarda Türk kayısısına büyük bir talep var.
Üreticilerin dertleri bununla da sınırlı değil. Ücretli işgücü, ekipman giderleri ve bakım masrafları gibi kalemlerin artması, çiftçilerin ekonomik durumunu daha da zorlaştırıyor. Üreticiler, mevcut durumlarının düzeltilmesi için devlet desteklerinin artırılması, yeni tarımsal politikaların oluşturulması ve iklim değişikliği ile mücadele türünden adımların atılması gerektiği konusunda hemfikir. Ayrıca, yerel yönetimlerin ve tarım bakanlığının daha fazla katkı sunması gerektiğini de vurguluyorlar.
Sonuç olarak, bu yıl kayısı üretiminde karşılaşılan yüzde 30’luk zarar oranı, hem üreticilerin hem de bölge ekonomisinin geleceğini olumsuz etkileyebilecek boyutta. Gelecek yıl için umutlar ise yine iklim koşullarına, piyasa dinamiklerine ve alınacak önlemlere bağlı. Türkiye’nin kayısı başkenti olan bu ilçe, yaşanan zorluklara rağmen üretim alanında yeni stratejiler geliştirmeyi hedefliyor. Zira, kayısı sadece Malatya'nın değil, Türkiye'nin de en değerli tarımsal ürünlerinden biri.
Ülke genelinde kayısı üretimi ve ticareti konusunda farkındalık yaratılması, gerekli adımların atılması ve üreticilere destek sağlanması, uzun vadede bu tür zararın yaşanmasının önüne geçilmesinde önem taşıyor. Geçmişten günümüze gelen bu mirasın korunması, hem yerel halk için bir yaşam kaynağı hem de ülke ekonomisi için bir avantaj sunacaktır.